İklim değişikliğiyle birlikte görülen sorunlardan biri de kuraklık. Bu durum sadece toprak verimliliğini düşürmekle, sel gibi felaketlere zemin hazırlamakla kalmıyor. Deniz canlılarının en önemli yiyecek kaynağı olan, nehirlerin denize döküldüğü deltalarda da verimi azaltıyor. Balıklar tüketecek gıda bulamıyor.
Yağışsız geçen günler, üst üste gelen sıcaklık rekorları ya da deniz suyu sıcaklıklarındaki aşırı artış… Küresel ısınmanın etkisi Türkiye’de de kendisini gösteriyor. Uzmanlar 2022 yılının ekim ayı ile 2023 yılının mart ayı arasındaki dönemin son 60 yılın en kurak dönemi olduğu görüşünde. Bu kuraklığın sonuçları zaman içinde ortaya çıkmaya başlıyor.
Kuraklığın sonuçlarından biri, ilginçtir ki balıklara kadar uzanıyor. Toprağın su hasreti nasıl oluyor da denizin içindeki balığın varlığını dahi tehdit ediyor? Bu sorunun yanıtı için İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ile konuştuk.
[Fotoğraf: AA Arşiv]
Kurak dönemlerin ardından neler olur?
Bu yıl yağışlar ülke genelinde az görüldü. O nedenle toprak susuz kaldı, yer altı su kaynakları tüketildi, barajlar ciddi alarm veriyor.
Kuraklığın afetler açısından da bir risk olduğunu dile getirerek konuşmasına başlıyor Prof. Dr. Doğan Yaşar. “Bu yılın seller yılı olma ihtimali çok yüksek” diyor. Öngörüsünü ise şu şekilde açıklıyor:
“Geçen yıl ekim ayından bu yıl mart ayına kadar neredeyse son 60 yılın en kurak dönemini yaşadık. Her kurak dönemin sonunda seller kaçınılmazdır.”
“Kuraklık balıkçılığı da çok ciddi derecede vurur. Çünkü balıkların ana gıdasını denize nehirler getirir. Bizim kil dediğimiz mineralleri nehirler getirir. İçlerinde balıkların gereksinimi olan besleyici elementler vardır.”
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar
“Dünyada ekonomik kriz olduğunda bilin ki sıcaklık düşmüştür”
Prof. Dr. Yaşar, iklim olaylarının birbirlerini tetiklediğini belirtiyor. Hepsinin bir döngü halinde bağlantılı olduğunu vurguluyor. Sonuçlarının da küresel anlamda kendisini gösterdiğini hatırlatıyor. Sıcaklık düşüşünün kuraklık döngüsünün ilk adımı olduğunu anlatıyor.
“Örneğin 2007-2008’e baktığımızda sıcaklıklar çok düştü. Sıcaklıklar düşünce buharlaşma olmaz, buharlaşma olmayınca yağmur olmaz, yağmur olmadığı için önce barajlarımız boşaldı. HES’lerimiz boşalınca biz fosil yakıtlara yöneldik. Bir tek biz değil tüm dünya yöneldi. Bir anda kömür, petrol, doğal gaz fiyatları arttı. Tarım da bu kuraklıktan etkilendi ve bunlar sonucu dünya ekonomik bir krize girdi.
2021 yılına geldiğimizde ise şubat ayında bir anda hava soğumaya başladı. Mart ayında 0.7 derece gibi çok ciddi bir düşüş yaşandı ve bir anda kuraklık geldi. Kuraklık gelince yine yağış azaldı, nehirlerde debiler azaldı, barajlarda su seviyesi düştü. Az yağış nedeniyle tarımda da büyük bir kuraklık oluştu. Ve yine dünya fosil yakıtlara saldırdı. Dünyada ekonomik kriz olduğunda bilin ki sıcaklık düşmüştür.”
[Fotoğraf: AA Arşiv]
Kuraklık balık sayının azalmasına nasıl etki ediyor?
Denizlerde av yasağının kalkmasının ardından balıkçıların bekledikleri verimi alamadıklarına yönelik haberler çıkmıştı. Bazı balıkçılar ve uzmanlar bu durumu deniz suyu sıcaklıklarındaki artışa bağladı. Zira bu yıl Karadeniz, Marmara ve Akdeniz’de son 40 yıllık verilere göre ortalama 2 dereceye varan bir artış belirlenmişti.
Ancak Prof. Dr. Yaşar’a göre bu açıklama gerçekçi değil. Yaşar, balık sayısındaki azalmanın ardındaki asıl sebebin kuraklık olduğu görüşünde.
[Fotoğraf: AA Arşiv]
“Deniz suyu sıcak olduğu için Karadeniz’de balık yok diyorlar ama bence bunun suyun sıcak olmasıyla ilgisi yok. Bu tamamen kış aylarındaki kuraklık nedeniyle. Kuraklık balıkçılığı da çok ciddi derecede vurur.
Neden bu direkt ilgilendiriyor balıkçılığı? Çünkü balıkların ana gıdasını denize nehirler getirir. Bizim kil dediğimiz mineralleri nehirler getirir. İçlerinde balıkların gereksinimi olan besleyici elementler vardır.
Dünyada tutulan balıkların yüzde 95’i delta ağızlarında tutulur. Çünkü balığın asıl gıdası oradan, yani karadan gelir.”
Prof. Dr. Yaşar kurak dönemlerde yağmur yağmadığı zaman bu besinlerin denize az miktarda ulaştığının altını çiziyor. Besleyici elementlerin azalmasıyla da balıkların sayısının azaldığını söylüyor.
Kaynak: TRT Haber